HZ. ÖMER'İN BU SÖZÜNE HERKES KULAK VERMELİ!

Prof.Dr. Soner DUMAN 2024-01-31

HZ. ÖMER'İN BU SÖZÜNE HERKES KULAK VERMELİ!

HZ. ÖMER'İN BU SÖZÜNE HERKES KULAK VERMELİ!

Hz. Ömer (r.a.) bir gün hutbe verirken şu sözleri söyledi:

يا أيُّها الناسُ إن الرأيَ إنما كان مِنْ رسولِ الله صلى الله عليه وسلم مُصيباً، لأن الله ‌كان ‌يُريه، وإنما هو مِنَّا الظَّنُّ والتَّكلُّفُ

"Ey insanlar! Allah Resûlü'nün (s.a.v.) reyi (görüşü) isabetli idi; çünkü Allah ona [doğruyu] gösteriyordu. Bizim reyimize gelince bu yalnızca zandan ve tekellüften [kendimizi zorlayarak görüş ortaya koymaktan, külfet altına girmekten] ibarettir."

(Ebu Davud, Akdiye, 7)

Hz. Ömer'in bu sözünden din üzerine konuşmanın yolu, yöntemi, metoduna dair son derece önemli ipuçları elde etmek mümkündür. Biz kendi anladıklarımızı ortaya koyalım:

1) Peygamberimizin dine ilişkin sözleri ile onun dışındaki herhangi birinin (adı, sanı, sıfatı ne olursa olsun, isterse sahabe olsun) bir değildir. Allah Resûlü din konusunda bir şey söylediği zaman onun sözleri Allah'ın gözetim ve denetimi altındadır. Şayet yanlış bir görüş ortaya koyacak olsa vahiy buna müdahale eder, mutlaka doğruyu gösterir.

Rabbimiz, resulüne Kur'an'ı indirdiği gibi onunla nasıl hüküm verileceğini de gösterip öğretiyordu. Şu âyet buna delildir:

"Muhakkak ki biz sana Kitab'ı Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye hak ile indirdik." (Nisâ 4/105).

Allah Resûlü dışında hiç bir kimsenin görüşleri, ictihadları vahyin denetiminden geçmiş değildir. Bu sebeple doğru da yanlış da olma ihtimali vardır.

2) Ashab-ı kiramın en büyüklerinden, ikinci halife, aşere-i mübeşşereden olan Hz. Ömer, kendi görüşü de dahil olmak üzere Allah Resûlü dışında hiç kimsenin görüşünün masum olmadığını, hatadan korunmuş olmadığını ortaya koyuyor. O Hz. Ömer ki pek çok meselede daha vahiy inmeden önce vahyin nasıl ineceğini öngörmüş, daha sonrasında âyet onun düşündüğüne uygun bir şekilde gelmişti. Böyle olduğu halde o, kendi görüşlerinin mutlak isabetli olduğunu iddia etmiyordu.

Peygamberler dışında bir kimse dine dair bir görüş ortaya koyuyorsa bu onun kendi zannından ve çalışıp çabalayarak, külfet altına girerek [tekellüf] ortaya koyduğu bir görüşten ibarettir. Bu görüş doğru da olabilir, yanlış da olabilir.

Herhangi bir âlim, hoca, şeyh için "falanca kişi ne söylüyorsa onu kendisine Allah gösteriyor, öğretiyor" iddiasında bulunmak Allah Resûlü ile başkalarını bir tutmak anlamına gelir.

3) Allah Resûlü (s.a.v.) dışında kim olursa olsun (sahabe, tabiun, mezhep imamı, tarikat şeyhi, akademisyen, uzman vb.) herhangi bir beşere yanılmazlık payesi vermek, onun görüşlerini dinde mutlak otorite olarak kabul etmek, dini anlayış ve hayatımızda onu tek ölçü kabul etmek imanla bağdaşan bir durum değildir. Allah Resûlü dışında makamı, mevkisi, bilgisi, ilmi, irfanı, hikmeti ne olursa olsun hiç kimse yanılmaz değildir.

Hz. Ömer'in bu sözünden fıkıh usulü alanında daha onlarca netice çıkarılabilir. Biz şimdilik bununla yetinelim.

Rabbimiz dinde ayaklarımızı sabit kılsın. Herhangi bir beşeri peygamberle bir tutma yanılgısına düşmekten bizleri muhafaza eylesin. Kur'an-ı Kerîm dışında hatasız kitap, Allah Resûlü (s.a.v.) dışında masum bir beşer kabul etmekten muhafaza buyursun.

(Soner Duman/24.Safer.1445/9.Eylül.2023/Cumartesi)

Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0